Başkan'ın Mesajı
Yönetim Kurulu Başkanı Değerlendirmesi
Piyasadaki Tedirginliğe
Çözüm Önerileri
Celalettin KIRBOZ
Girişimci Alüminyum Sanayicileri ve İş Adamları Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı
Saha İstanbul Malzeme Komitesi Üyesi

Değerli sektör temsilcileri,

Tarafıma ayrılan bu sayfada bir gün sektör olarak çok keyifli ve olumlu şeyler yazmayı emin olun en çok ben arzuluyorum. Ancak üzülerek içerisinde bulunduğumuz yerel ve dünya lokasyonunda sıkıntıları bir türlü aşamıyoruz. Çin lokasyonuna uygulanan ambargo aslında bizleri bir anlamda son derece endişelendirdi. Çünkü bizim de bu ambargo içerisinde değerlendirilmemiz hiç de uzak değildi ve öyle de oldu. Çeşitli kurumlarımız, kuruluşlarımız ile bu anlamda hem lobi olarak hem de hukuksal önemli çalışmalar yapıldı. Yetkili kurumlarımız pandemiyle başlayan anlaşılmaz tedirgin bir ortamda, bir taraftan bakılınca sektörel anlamda olumlu veriler yaratmış haldedir. Pozitif taraflar üretim hatlarımızın dolması siparişlerin bir anda yağmur gibi yağması olmuştur. Özellikle ihracat patlaması bir anda finansal anlamda da önemli rahatlamalar getirdi. Bu hava devam ederken tüm iş sektöründe önemli kalem olan asgari ücret artışı ve buna bağlı domino etkisi ile ücretlerin artması ki, yaşanan enflasyona bağlı olarak oldukça önemli bir oranda artmış oldu. Domino etkisi ile tüm kademelerde beklenen bu ücret artışı önemli bir gider kaynağı olarak önümüze geldi. Hemen ardından doların hareketleri yine tamamen hammaddesi dış kaynaklı olan sektörümüze bir anda hedge sorunu doğurdu ve telaşlandık. Kur problemlerini çözmek adına alınan tedbirler içerisinde olan “ihracat rakamlarının %25’inin bozdurulması” yine bir olumsuzluk olarak önümüze çıktı. Elektrik, doğalgaz gibi önemli gider kalemimizi oluşturan girdilerimizdeki olağan dışı fiyat artışları ise bu kadar olumsuzluğun tuzu biberi oldu denebilir. Neticede önümüzde bir fiyat artışı ki, uzun yıllardan beri hiç görülmeyen rakamlara ulaşan borsa, siparişi olan çalışan ama üretmekten çok riskleri yönetmeye çalışan bir sektör haline gelmememize neden olmuştur.

Bundan sonraki süreçte yaşanan bu dönemin nereye evirileceği ise tahmini nerede ise mümkün olmayan bir duruma gelmiştir. Goldman Sachs, 12 aylık alüminyum fiyat tahminini 4.000 dolar/tona yükseltti. Banka gelişmiş piyasalarda talebin olağandışı olduğu bir zamanda Çin ve Avrupa‘daki elektrik kesintilerinin neden olduğu arz kesintilerini gerekçe gösterdi.

Alüminyum fiyatları, yatırımcıların arz sıkıntısı ve düşen stoklarla ilgili endişeleri nedeniyle dün 2008‘den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı. LME‘de üç ay vadeli alüminyum %3,3 artışla 3.236 dolar/tondan işlem gördü. Goldman analisti, Pekin Olimpiyatları öncesinde hava kalitesini iyileştirmek için alüminyum üretiminin büyük ölçüde azaldığına dikkat çekerek artan talebin uzun vadede fiyatları yukarı çekmesi bekliyor.

Ticaret Devi Trafigura Group, alüminyum alıcılarına sert uyarıda bulunuyor. En yaygın kullanılan metallerden birinin kıtlığı, 2024’ün başlarında dünyanın stoklarının tükeneceği anlamına geliyor. Trafigura’nın Alüminyum Ticareti Başkanı Philippe MUELLER verdiği röportajda, “Stoklar biterken parabolik artışları görebilirsiniz” tespitinde bulunuyor. Sonuç olarak dünya konjektöründe de son derece hızlı artan fiyatlar ve zorlaşan imalat şartları yakın gelecekte önemli sektörel sonuçlara vesile olacaktır. Tüm bu şartlara özellikle de çok uzun yıllardır sektörümüzü tedirgin eden ve şahsımın her platformda dile getğrdiği ve getirmeye devam edeceği “Hammadde Tedarik Riski“ eklenecektir.

Görüldüğü üzere piyasada konuşulan bu rakamlar bizleri son derece tedirgin etmektedir. Türkiye A-alüminyum sektöründe imalat gücü olarak dünya ile rekabet edecek büyüklüğe sahiptir. Bize gereken katma değerli malı üretmektir. Bu anlamda atılan adımlar yapılan Ar-Ge çalışmaları aslında ne kadar doğru bir yolda olduğumuzu net olarak göstermektedir. Çok değil daha birkaç yıl öncesine kadar ülkemiz cari açığında negatif katkısı olan sektörümüz, şimdilerde üretilen katma değeri yüksek malzemeler ile tam tersine bu oku çevirmiş ve cari açığa pozitif etki eder hale gelmiştir. Bu durum birçok sektörde halen eksi yönlü olarak devam etmektedir. Büyüklük olarak nerede ise iki katına çıkan ihracatımız buna bağlı cari açığa pozitif katkımız, geldiğimiz noktada değerli metaller olarak 10 milyar doları bulan ihracatımız ile biz bu ülkenin temel sanayilerinden birini temsil eder hale gelmiş bulunmaktayız. Elbette birçok risklerimiz mevcut ve devam ediyor. O halde arkamızda bize destek verecek bu riskleri minimize edecek sistemlerin, birliklerin, odaların ve meslek örgütlerinin olması da son derece önemlidir. Sorunlar büyük hükümetimize bu sorunları net anlatacak sektörü ulusal ve uluslararası arenada çok iyi temsil edecek kurumlara, yapılara ihtiyaç var. Konuştuğumuz sorunlar tekil platformlarda çözülecek sorunlar değildir. Hammadde tedarik riskimiz artarak devam etmektedir. Bu konu hammaddenin pahalı olmasından çok daha fazla önemlidir. Bu sektör finans sektörü ile sırt sırta hareket etmektedir. Bu nedenle faizler bizler için son derece önem arz etmektedir. Yine ödemeler dengesini belli bir kapasiteye göre planlayan şirketlerimizin hammadde kaynaklı bir kapasite düşüklüğü yaşaması domino etkisi ile finans sektörüne de ağır problemler getirebilir. Önümüzde çok yakına gelen “Karbon ayak izi” problemi halen birçok kurumumuz tarafında anlaşılmış ve benimsenmiş değil. Oysa ki rekabetin maalesef en büyük rakibi burada yaşanacaktır ve bu hiç göz ardı edilecek bir konu değil. Öncesinde bahsettiğimiz döviz çevirimindeki problemeler, faizler, artan enerji ve istihdam maliyetleri, ithal makine ekipman ile yürüdüğümüz sektörümüzün yerli üretim için desteklenmesi, navlun problemleri, kritik stok tutabileceğimiz antrepo gibi sistemler, geri dönüşüm sistemlerinin kurulması, bizler için çok önemli olan tevkifat oranları, iadeler gibi konuların diğerlerinin yanında hiç de önemli kalmadı. Çünkü bizler neticede bunlara münferit çözümler bulabiliyoruz. Ama bir finans sorununa nasıl bulacağız? Bundan bir yıl önce hammadde ihtiyacı 1 milyon dolar olan bir fabrikanın bugünkü ihtiyacı 2 milyon doların üzerine çıkmış durumda. Bu hiç kapasite büyütmeden sadece hammadde fiyat artışı ile ortaya çıkan bir finans açığı. Üretim, hammadde, üretim ve satış yolunda gerçekleşir. Yani satmadan üretilir. Daha doğru tanım ile tahsilata kadar finans üretici üzerindedir.

Bu vesile ile içerisinde bulunduğumuz yıl ve hemen önümüzde olan birlik ve oda seçimleri bizler için son derece önem arz etmektedir. Bu kurumlarda muhakkak bizleri çok güçlü temsil edeceğine inandığımız kişileri bizler belirleyeceğiz. Bu kurumlar vasıtası ile alınan devlet katkı desteklerini muhakkak en son noktasına kadar kullanabilir olmalıyız. Geçtiğimiz ve içerisinde bulunduğumuz dönemlerde, bizlerin ihracat karşılığında ödediğimiz primler 10 milyon TL’nin üzerinde olmuştur. Bu rakamların bizlere, sektörümüze dönüş katkılarının muhakkak sorgulanması gerekmektedir. Bu kurumlarda seçilen ve göreve getirilen arkadaşlar sonrasında asla yalnız bırakılmamalı sürekli sorun ve çözümler ile rahatsız edilmelidirler. Tüm dernek, oda, birlik yöneticileri kolay ulaşılabilir olmalıdır. Seçilen temsilciler ile irtibatımız seçim günü sona erecek ise bu bize hiçbir katkı getirmez. Sektörü, konuyu çok iyi bilen kişiler tarafından temsil edilmek son derece önemlidir.

Son olarak yine önemle üzerinde duracağım konu ve bu sektöre çok uzun zamandır emek veren bir kişi olarak tavsiyem, Türkiye Alüminyum Federasyonu’nun muhakkak kurulması, İhracatçılar Birliği’nde “Değerli Metaller İhracatçı Birliği”nin kurulmasıdır. Bu şekilde sektörümüz çok daha etkin temsil kabiliyetine sahip olacaktır. Önümüzdeki seçimlere katılacak tüm adaylara başarılar diler bu seçimlerin sonuçların tüm sektörümüze ve ülkemize hayırlara vesile olmasını temenni ederim. Tavsiyem, ulaşılabilir kişileri kurum ve kuruluşlarımızda görevlendirmeye özen gösterelim.

Yönetim Kurulu Adına

Celalettin KIRBOZ

Yönetim Kurulu Başkanı